30 Ağustos 2010 Pazartesi

Eindhoven Günlükleri - 2



Okulun ilk günü..

Tam da ilk günü sayılmaz aslında. Bugün okula yaklaşık 40 km uzaklıktaki bir şehirde (Tilburg) okulun açılış şenliği yapılıyor. Bir stadyumda düzenlenecek etkinlikte Hollandalı bir grup sahne alacakmış. İçki yemek falan da var tabi. Gençler eğlenecek kısacası.

Ben gitmedim. Çünkü önce ev işini ayarlamam gerekiyor. Hafta sonu bir hostelde kaldıktan sonra bugün arkadaşımın evine geçtim. Cuma gününe kadar burada kalabileceğim. Bu yüzden bir an önce kendime ev ayarlamak için öğleden sonrasını emlakçıları dolaşarak geçirdim. En iyi ihtimalle ev arama sürecini perşembe tamamlamayı planlıyorum. 350-380 Euro aralığında bir ev bulurum diye umuyorum. Görücez.

Geldiğimden beri ilk kez bizimkilerden mail aldım. "mrb oğlum. nsls.bügün kayıt işi nasıl geçti .nasıl beğendinmi eindhofeni.hepimiz seni öpüyoruz." Kısa ve öz! Canım babam benim :)

Ha bir de bugün ilk kez bisiklet ile Eindhoven'i dolaşma fırsatı buldum. Bisiklet yolları inanılmaz rahat, kendini özel hissediyorsun resmen.

Aslında bu yazıları yazmaya başlarken "ileride birisi için faydalı olur" düşüncesi de kafamın bir yerinde vardı. O yüzden ikinci el bisiklet işinde şimdiden geldiğim noktayı da belirteyim. Burada, Türkiye'deki Sahibinden'e benzer bir site var: Marktplaats. Buradan 50-100 Euro aralığında birçok bisiklet bulabilirsiniz.

Boş Bilgi: En ucuz sıfır bisikletler 200 Euro'dan başlıyor. Kaliteli bir şey isterseniz 1000 Euro'ya kadar çıkıyor.

Eindhoven Günlükleri - 1



1 yıl önce, hayatımını bu yönde ilerleyeceğini hayal bile edemezdim..

Türkiye'de, sıradan bir üniversitenin sıradan bir bölümünden mezun olduktan sonra, askere gitmeden önce "şu iş hayatına atılalım bakalım" dedikten tam 2,5 yıl sonra Hollanda'da yeni bir maceraya atılıyorum.

Bu kararı almamda en yakın arkadaşlarımın yurt dışına gitmelerinin payı yatsınamaz. Türkiye'yi ziyaret ettiklerinde anlattıkları hikayelerden çok, mezun olduklarında daha yaşanır bir hayata sahip olacaklarını düşündükçe onlar adına hem seviniyor hem de biraz kıskandığımı hissediyordum. Çünkü ben, bir süre iş tecrübesi edindikten sonra askere gidecek ve sıradan bir işe girip, sabah-akşam rutinimi tamamlayacaktım. En büyük sosyal aktivitem taksime çıkmak veya beşiktaş'ta arkadaşlarımla rakı içmek olacaktı ki son yıllarda artık bunlardan da keyif almamaya başlamıştım.

Çok uğraştım. Gerçekten de burada olmak için son 3 ayı çok yoğun olmak üzere, 5 ayımı bu işin gerçekleşmesi için çabaladım. Her sabah uyanıp "acaba bugün üniversite'den cevap var mı?" sorusuyla uyanmak acıların en büyüğüydü. Ama sonunda buradayım işte..